İstanbul Terapi 2010 ©

Randevu için bizimle iletişime geçin.
+90 533 939 3117

Uzun Süreli Bellek ile Diğer Bellek Türlerinin Karşılaştırılması

Uzun Süreli Bellek ile Diğer Bellek Türlerinin Karşılaştırılması

 Uzun Süreli Bellek ile Diğer Bellek Türlerinin Karşılaştırılması 

Uzun süreli bellek (USB), edinilen bilgilerin uzun süre saklanmasından sorumlu olan bir sistemdir. (Goldstein & Van Hooff, 2019). Uzun süreli belleği daha iyi anlamak için, yaşamımızdaki geçmiş olaylar ve öğrendiklerimizle ilgili bilgilerin saklandığı bir arşivi düşünebiliriz. Bu depolama sisteminin şaşırtıcı olan özelliği, birkaç dakika önce olan bir olaydan hatırlayabildiğimiz kadar eski bir anıya uzanma becerisidir. (Cowan, 2008). Kısa süreli bellek (KSB), küçük miktarlarda bilgiyi biraz daha uzun ancak yine de kısa bir süre boyunca depolamaya dahil eden sistemdir (Baddeley ve diğerleri, 1975). Açıkça görülmektedir ki uzun süreli belleğin kısa süreli bellekten daha uzun ve çok daha büyük, hatta belki de sınırsız olabilecek bir kapasitesi vardır. Kısa süreli belleğin depolama süresi göz önüne alınarak yapılan değerlendirmeler bu bellek tipinin önemini küçümsenmesine sebep olabilir, ancak KSB zihinsel yaşamımızın büyük bir kısmından sorumludur. Belirli bir anda hakkında düşündüğümüz veya bildiğimiz her şey kısa süreli belleği içermektedir. Kısaca uzun süreli ve kısa süreli bellek birbirinden farklıdır ancak bu iki bellek tipinin daha dinamik olan yönleri de birbirinden farklı mıdır?

Aslında benzer bir durum USB için de mevcuttur. Geçmişle ilgili bilgileri saklamak uzun süreli belleğin önemli bir özelliği olsa da, bu bilginin nasıl kullanıldığını da anlamamız gerekmektedir. Bu, uzun süreli belleğin çalışma prensibinin dinamik yönlerine odaklanarak yapılabilir, buna devam eden deneyimimizi oluşturmak için işleyen bellek (İB) ile nasıl etkileşim kurduğu da dahildir (Ericsson & Kintsch, 1995). Bu nedenle USB, hem geçmişteki olayları hatırlamak istediğimizde başvurabileceğimiz bir arşiv hem de belirli bir anda olanlarla temas kurmaya yarayan işleyen belleği kullandığımız için sürekli olarak başvurduğumuz geniş bir arka plan bilgisi sağlamaktadır.

Şu anda olanlarla geçmişten gelen bilgiler arasındaki etkileşim, KSB, İB ve USB arasındaki ayrıma dayanmaktadır. 1960’lı yıllardan başlayarak, kısa süreli ve uzun süreli süreçleri ayırt etmek için tasarlanmış çok sayıda araştırma yapılmıştır. KSB ve USB arasındaki farkı araştırmayı amaçlayan klasik bir deney, seri konum etkisi adı verilen dinamik bellek fonksiyonunu ölçmek bir liste yöntemi kullanmıştır (Ebbinghaus, 1913).  Seri pozisyon etkisi, belleğin bir listenin başındaki ve sonundaki kelimeleri saklama konusunda ortadaki kelimelerden daha iyi olduğunu ifade eden durumdur (Murdock, 1962). Yine Murdock’un (1962) çalışmasında ortaya çıkan katılımcıların bir dizinin başında sunulan kelimeleri hatırlama olasılığının daha yüksek olduğu bulgusuna öncelik etkisi denir. Bir dizinin sonunda sunulan kelimeleri hatırlamada daha iyi olma durumu ise sonralık etkisi olarak adlandırılır (Deese & Kaufman, 1957). Rundus’a (1971) göre öncelik etkisinin olası bir açıklaması, katılımcıların dizinin başında kelimeleri prova etmek ve bunları uzun süreli belleğe aktarmak için zamanlarının olmasıdır. Bu açıklamaya göre, katılımcılar ilk kelimeyi sunulduktan hemen sonra prova etmeye başlarlar; çünkü o anda henüz başka bir kelime sunulmamıştır, ilk kelime katılımcının ilgisinin tamamını almaktadır. İkinci kelime sunulduğunda ise dikkat iki kelimeye yayılır ve bu durum böyle devam eder; ek kelimeler sunulduğunda, sonraki kelimeler için daha az prova yapmak durumunda kalınılır. Sonralık etkisinin açıklaması ise en son sunulan kelimelerin hala KSB’de olduğu ve bu nedenle katılımcılar için hatırlamasının daha kolay olmasıdır. Ayrıca, sunulan liste ile geri çağırma süresi arasında kısa bir gecikme (örneğin 30 saniye) ortaya çıktığında, yenilik etkisinin ortadan kalktığı görülmüştür (Glanzer & Cunitz, 1966). Bu nedenle öncelik ve sonralık etkilerinden oluşan seri pozisyon etkisi, kısa süreli ve uzun süreli belleğin tek bir görev içinde nasıl etkileşime girdiğinin güzel bir örneğini oluşturmaktadır.

KAYNAKÇALAR

Baddeley, A. D., & Hitch, G. (1974). Working memory. In Psychology of learning and motivation (Vol. 8, pp. 47–89). Academic Press. 

Baddeley, A. D., Thomson, N., Buchanan, M. (1975). Word length and the structure of short-term memory. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 14(6), 575–589. https://doi.org/10.1016/S0022-5371(75)80045-4 

Cowan, N. (2008). What are the differences between long-term, short-term, and working memory?. Progress in Brain Research, 169, 323–338. https://doi.org/10.1016/S0079-6123(07)00020-9 

Deese, J., & Kaufman, R. A. (1957). Serial effects in recall of unorganized and sequentially organized verbal material. Journal of Experimental Psychology, 54(3), 180–187. https://doi.org/10.1037/h0040536 

Ebbinghaus, H. (1913). On memory: A contribution to experimental psychology. Teachers College. 

Ericsson, K. A., & Kintsch, W. (1995). Long-term working memory. Psychological Review, 102(2), 211–245. https://doi.org/10.1037/0033-295X.102.2.211 

Glanzer, M., & Cunitz, A. R. (1966). Two storage mechanisms in free recall. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 5(4), 351–360. https://doi.org/10.1016/S0022-5371(66)80044-0 

Murdock, B. B. (1962). The serial position effect of free recall. Journal of Experimental Psychology, 64(5), 482–488. https://doi.org/10.1037/h0045106 

Rundus, D. (1971). Analysis of rehearsal processes in free recall. Journal of Experimental Psychology, 89(1), 63–77. https://doi.org/10.1037/h0031185 

Bir Cevap Yazın