Her insanın en doğal yaşamıdır cinsellik. Yaşamdaki varoluşumuzu başlatan eylemin bizzatihi kendisidir aslında cinsellik.

Psikolojik olarak cinsellik, ruhsal yapının temel taşlarından birisidir. Bebeklikteki deneyimlerle birlikte başlar, çocukluk deneyimleriyle biçimlenir, ergenlikteki deneyimlerle gelişir ve yetişkinliğe geldiğimizde bireye özgü bir hal alır cinsellik. Sosyokültürel olarak cinsellik aile, kültür, toplumsal yapı, gelenekler, dini inanç ve ahlaki tutumlar gibi yapılardan da etkilenir. Böylece deneyimsel ve içinde yaşanılan kültürel/toplumsal değişkenlerle birleşerek karmaşık yapı çıkar karşımıza.

Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?

  1. Cinsel istek bozuklukları
  2. Cinsel uyarılma bozukluğu
  3. Orgazm ile ilgili bozukluklar
  4. Cinsel ağrı bozuklukları
  5. Genel tıbbi bir duruma bağlı bozukluklar
  6. Madde kullanımının yol açtığı cinsel bozukluklar
  7. Başka türlü adlandırılamayan cinsel bozukluklar

Cinsel İşlev Bozukluklarının Rastlanma Oranları

Cinsiyet

Cinsel işlev bozukluğu

%

Kadınlarda

Cinsel istek azlığı

27-33

Uyarılma bozukluğu

10-18

Orgazm bozukluğu

5-25

Vajinismus

3-11

   

Erkeklerde

Cinsel istek azlığı

16

Erektil bozukluklar

5-50

Erken boşalma

21-35

Orgazm bozuklukları

3-4

Yapılan araştırmalar her 3 kişiden en az bir kişinin yaşamlarının bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Durum bu kadar yaygınken gene araştırmaların gösterdiği uzmanlara başvuru sayısının bozuklukların genel görülme oranlarının çok çok altında kaldığıdır.

Cinsel İşlev Bozukluklarında Hazırlayıcı Etkenler Nelerdir?

Cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında ve sürmesinde genellikle çok sayıda psikosoyal ve kültürel etken rol oynar. Bunlar; doğuştan getirilen bazı özellikler, yetişme koşulları, aile tutumları, yetiştiği alt topluluğun cinselliğe bakışı, cinsel deneyimleri, bilinçaltı çatışmaları, yanlış ve abartılı beklentiler, partnerle ilgili iletişim sorunları, cinsellikle ilgili yanlış bilgiler ya da inanışlar gibi.

Cinsel İşlev Bozuklukları Bireyleri Nasıl Etkiler?

Cinsel işlev bozukluğu yaşayan bireyler bir süre sonra benlik saygısında azalma, karşı cinsle duygusal ve cinsel ilişkiden kaçınma, bedene aşırı ilgi gibi belirtiler gösterebilirler.

Kişi eğer bir ilişkinin içindeyse cinsel işlev bozukluğunun uzun sürmesi diğer eşte de sorunların başlamasına sebep olabilir. Bu durum ilişkiyi içinden çıkılmaz bir kısırdöngüye doğru götürebilir; sertleşme sorunu yaşayan bir kişinin eşi kendisine karşı artık eşinin duygusal olarak bir şey hissetmediği için böyle olduğunu düşünerek kişiden uzaklaşabilir ya da vajinismus hastası bir kişinin eşi artık istenmediğini düşünerek duygusal olarak eşine/partnerine ilgi göstermeyebilir.

Cinsel İşlev Bozukluklarının Tedavisi

Cinsel İşlev Bozukluklarının tedavisinde, eğer sorun sadece organik nedenlere bağlı ise tıbbi tedavi yöntemleri sonuç verir. Ancak yukarıdaki bilgilerden görülebileceği gibi, psikolojik nedenler bu bozukluklarda çok yaygındır ve organik nedenlerle birlikte geçerli olabilmektedir. Organik bir rahatsızlığın teşhis edildiği çok sayıda vakada, tıbbi bir tedavi olmaksızın sadece cinsel terapinin etkili olduğu da rapor edilmiştir. Cinsel terapi, cinsel işlev bozukluklarının tedavisine odaklanan, psikolojik bir terapi yöntemidir. Eşler arası karşılıklı sevgi ve güvenin olduğu durumlarda tedavi hem çok hızlı hem de kalıcıdır. Bazı durumlarda cinsel işlev bozukluğu olarak görülen belirtiler eşler arası başka sorunların bir belirtisi olarak da ortaya çıkmış olabilir. Bu sorunlar çözüme kavuşturulduğunda cinsel işlev bozuklukları kendiliğinden kaybolur.